Kur’an-ı Kerim’de Hz. Adem’in yaratılmasından,
meleklerin ve İblis’in (cinlerden olan şeytanın) Adem’e secde etmesinden çok
surelerde bahsedilir.
Secde
nedir? Öncelikle bunu anlamaya çalışalım. Secde muhatap karşısında benliği,
sıfırlama eylemidir. Muhatabı tazim etme ameliyesidir. Bu manada secde sadece
Allah’a yapılır. Çünki insan eşrefi mahlukat olarak yaratıldığından ancak
kendinden daha şerefli olana tazimde bulunur ki, O da Allah’dır. Tazim dışında
saygı, selam manasında da secde vardır. Ümmeti Muhammed’e izin verilmese de
eski ümmetlere izin verilmiş. Hz. Yusuf’un kardeşleri, anne ve babası Mısır’a
geldiklerinde saygı ve selam anlamında secde etmişlerdi. Japonlar ve Koreliler,
sevdiklerine saygı ve selam manasında rüku’ eder gibi eğilirler. Muhtemelen
eski dinlerin bir kalıntısı olarak adetlerinden olmuş.
Secde
muhatabın üstünlüğünü kabul etme manasını da taşır. Malum secde, yere kapanarak
yapılan bir ameliyedir. Allah’a karşı secde ederken şerefi temsil eden
başımızı, güç ve kuvvetimizi temsil eden ellerimizi, karşı gelinmezliği, mutlak
izzeti karşısında zilleti temsilen dizlerimizi, hayatımızın devamını temsil
eden ayaklarımızı topyekün yere koymakla kendimizi sıfırlamış oluruz.
Allah-ü
Teâlâ Hz. Adem’i, yani insanı, meleklerden ve cin taifesinden üstün yaratmıştı.
Çünki melekler ve cinler maddi beden taşımıyorlardı. Halbuki Allah-ü Teâlâ’nın
pek çok esması maddede mündemiçti. Pek çok sanatı madde üzerinde nakşedilmişti.
Maddesi olmayanın bu esmanın farkına varması mümkün değildi. Hz. Adem ise ruh
itibariyle mananın, beden itibariyle de maddenin temsilcisiydi. Bu yönüyle
çifte kanatlıydı. Yani eksiksizdi. Halbuki melekler ve cin taifesinden olan
İblis’in, (şeytanın) maddi yönleri olmadığından eksiklerdi, tek kanatlılardı.
Yaratılılış itibariyle Hz. Adem onlardan üstündü.
Allah-ü
Teâlâ, Hz. Adem’in bu üstünlüğünü tanıma adına meleklere ve cinlerden olan
İblis’e Adem’e secde etmelerini emretti. Bu emir Hz. Adem’e tapma anlamında
değil, belki O’nun yaratılış itibariyle kendilerinden üstün olduğunu kabullenmek
adına bir saygı ve selamlama idi. Bir Allah emrine itaattan ibaretti. Adem
karşısında küçüklüğünü, noksanlığını kabul etme idi. Hem Adem bu durumda sadece
bir kıble idi. Hem meleklerin ve cinlerin insan gibi maddi elleri ayakları
olmadığından onların secdesini insanların yere kapanarak yaptıkları secde gibi
anlamamak lazım! Belki bir emre itaatten ibaret keyfiyetini Allah’ın bildiği
bir hürmet eylemi olarak yapmışlardı.
Hz.
Adem’e secde O’nun üstünlüğünü tanımanın adıdır, O’na hürmet etmektir, O’nu
selamlamaktır, O’na saygı göstermektir. Yoksa O’na tapmak değildir.
Melekler
saygı ve selam anlamında secde ettiler. Cinlerden olan İblis Hz. Adem’in
üstünlüğünü kibrinden ve kıskançlığından hazmedemedi de secde etmedi. Ebedi
hüsrana duçar oldu. Halbuki hayatın medarı olan toprak, ölümün medarı olan
ateşten üstündü. Bunu bile farkedip akıl edemedi. Buradan da onun zekaveten
noksan olduğunu anlıyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder