Ana içeriğe atla

ORTA NAMAZ HANGİSİDİR

 

Bakara Suresi 238. Ayette Allah-ü Teâla şöyle buyuruyor: “Namazlara devam ediniz, bilhassa orta namaza! Hem gönülden bağlı kimseler olarak Allah’ın huzurunda durunuz!”

       “Orta namaz hakkında hayli söz söylenmiştir. En meşhuru öğle veya ikindi namazı olmasıdır. Bütün namazlara itinayı temin etmek için hangisi olduğu kat’iyetle ta’yin olunmamıştır.” (Kurtubi)

       Orta namazın ikindi namazı olması büyük ihtimaldir. Kanaatım da o yöndedir. Namazların sıralanışında simetrik bir yapı var. Şöyle ki: Sabah namazının simetriği akşam namazıdır. Sabah namazında şafağın sökmesiyle beraber her dakika ortalık ağarmaya başlar. Karanlıktan aydınlığa geçiş güneşin doğmasıyla biter. Bu bitiş aynı zamanda sabah namazının vaktinin de bitişidir. Akşam namazı ise güneşin batmasıyla başlar ve her dakika ortalık kararmaya başlar. Dakikası dakikasına sabah namazının tam tersi bir süreç işler. Nihayet tam karanlığa erişince de akşam namazının vakti bitmiş olur. Öğle namazı ile yatsı namazı da birbirinin simetriğidir. Öğle namazı en aydınlık vaktin namazıdır. Yatsı namazı da en karanlık vaktin namazıdır. Birbirinin tam tersi. Beş vakit namazda simetriği olmayan ikindi namazı ortada kalıyor. Diğer namazlar simetrik özellikleriyle birbirleriyle dengeyi oluşturunca kantarın topuzu ikindi namazı oluyor. Kantarın topuzu da terazinin tam ortası olduğundan ikindi namazı orta namaz oluyor. Başka bir açıdan öğle namazı, orta namaz oluyor. Şöyle ki: Sabah namazı ile akşam namazı birbiriyle simetrik. Teheccüd namazı aydınlığa kavuşma yönünde sabah namazına en yakın bir namaz oluşu, ikindi namazı da karanlığa dalma yönünde akşam namazına en yakın bir namaz oluşu, ikisini birbiriyle simetrik kılıyor. Bu dengede kantarın topuzu öğle namazı olduğundan, topuzun da tam ortada olması hasiyetiyle öğle namazı orta namaz olmuş oluyor. Fakat bu istidlal ikindi namazının orta namaz olması yanında zayıf kalıyor. Çünki teheccüd namazı farz bir namaz değil, altıncı vakti oluşturmuyor. Peygamber Efendimiz (sas) için öğle namazı orta namaz olarak düşünülebilir. Çünki O’nun namaz vakti altı vakitti. Lakin ümmet için orta namazın ikindi namazı olduğu gözüküyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NUH TUFANI TÜM DÜNYAYI KAPSADI MI?

              Hûd Sûresi’nin 25. Ayetinden 48. Ayetine kadar Hz. Nûh’dan, gemisinden ve tufandan bahsedilir. Başka sûrelerdeki ayetlerle beraber bu sûredeki ayetlere toplu bakınca Nûh Tufanı’nın tüm dünyada olduğunu anlarız. Şöyle ki:             -Nûh as kavmi içinde 950 sene kalıyor. Hûd-40. Ayette belirtildiği üzerine Hz. Nûh’a pek az kişi iman etmişti. Bir oğlu ile diğer zevcesi bile iman etmemişti. Kavminin arasında bu kadar uzun yıllar kalmasına rağmen Hz. Nûh’a Hz. İbrahim ve Hz. Lût gibi başka insanların bulunduğu beldelere hicret etmesi emredilmemişti. Buradan anlaşılıyor ki insanlık henüz çoğalıp yayılmamıştı. Binaenaleyh Nûh Tufanı’nın başka masum insanların korunması amacıyla yerel olmasını mucip bir sebep gözükmüyor.             -İsrâ Sûresi’nin 3. Ayet meali: “(Ey) Nûh ile beraber (gemide) taşıdığımız kimselerin nesli (olan insanlar)! Şüphesiz ki O(Nûh), çok şükreden bir kul idi.”             -Yâ Sîn Sûresi’nin 41.ayetinin meali: “Yine onlar için (kudretimize) bir de

ADEM’E SECDE ETME MESELESİ

                    Kur’an-ı   Kerim’de Hz. Adem’in yaratılmasından, meleklerin ve İblis’in (cinlerden olan şeytanın) Adem’e secde etmesinden çok surelerde bahsedilir.                 Secde nedir? Öncelikle bunu anlamaya çalışalım. Secde muhatap karşısında benliği, sıfırlama eylemidir. Muhatabı tazim etme ameliyesidir. Bu manada secde sadece Allah’a yapılır. Çünki insan eşrefi mahlukat olarak yaratıldığından ancak kendinden daha şerefli olana tazimde bulunur ki, O da Allah’dır. Tazim dışında saygı, selam manasında da secde vardır. Ümmeti Muhammed’e izin verilmese de eski ümmetlere izin verilmiş. Hz. Yusuf’un kardeşleri, anne ve babası Mısır’a geldiklerinde saygı ve selam anlamında secde etmişlerdi. Japonlar ve Koreliler, sevdiklerine saygı ve selam manasında rüku’ eder gibi eğilirler. Muhtemelen eski dinlerin bir kalıntısı olarak adetlerinden olmuş.                 Secde muhatabın üstünlüğünü kabul etme manasını da taşır. Malum secde, yere kapanarak yapılan bir ameliyedir. Allah’

KADIN DÖVMEK VAR MIDIR İSLAM DİNİNDE?

                                                 KADIN DÖVMEK VAR MIDIR İSLAM DİNİNDE?                 İslam düşmanları güzel dinimize çamur atmak için bazı ayetleri dillerine dolayarak guya İslamiyetin kaba ve acımasız ve erkekleri kayırıcı bir din olduğundan bahsederler. Bu ayetlerin sayısı, iki elin parmağını geçmez. Aslında ayetler tabi ki yerli yerinde en doğru ve en isabetli olandır. Fakat kıt akıllarıyla anlayamıyorlar veya anladıkları halde şeytanlıklarından bile bile eleştiriyorlar. Kadınların zaaf damarlarından istifade ile onları kışkırtıyorlar. Bu çamur atma işinde serrişte ettikleri ayetlerden birisi de Nisa Suresi’nin 34. ayetidir. Haksız olduklarını Allah’ın izni ile gayet net anlatacağım inşallah. Önce ayetin mealini yazalım: “Erkekler, kadınlar üzerine hakimdir(onların reisidir)ler. (Bu,) Allah’ın (insanlardan) bazılarını (erkekleri), bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir. Saliha kadınlar ise, itaatkar o