Neml Suresi 38.- 42. Ayetlerinde Süleyman (as) ın Yemen Melikesi
Belkıs’ın tahtının taşınmasından bahsedilir. Kısaca: Süleyman (as), Melike’nin
elçileri yanından ayrıldıktan sonra müşavirlerini toplar ve “hanginiz Melike
gelmezden önce O’nun tahtını bana getirebilir?” der. Cinlerden bir ifrit “(Sen,
daha) makamından kalkmadan önce, ben onu Sana getiririm” der. Yanında kitaptan
bir ilim bulunan zat ise “(Senin) göz açıp kapaman (esnasında, henüz nazarın)
sana dönmeden önce, ben onu Sana getiririm” der ve Süleyman (as) birden o tahtı
yanına yerleşivermiş olarak görür. Tahtın göz açıp kapama gibi saniyelik bir
zaman diliminde getirilmesi, teknolojinin ulaştığı üç boyutlu görüntüyü, yahut
moleküler taşınmayı akla getiriyor. Mülahazalarımı arzedeyim:
--Neml-23. Ayette hüdhüd kuşu, tahtın büyüklüğünden bahsediyor.
--Normal olarak bu kadar azametli bir taht, sökülmeden taşınamaz veya
taşınsa, sökülmeden kapıdan girip Süleyman (as) yanına yerleştirilemez!
--Süleyman (as) ın mu’cizesi de değildir. Öyle olsaydı kimseye bir şey
teklif etmeden mu’cize olarak Kendisi tahtı yanında hazır ederdi.
--Gayet cesim ve ağır olan tahtın yerleştirilmesinde herhangi bir
gürültü ve patırtı hissedilmemiş. Bu durum tahtın naklinin aynıyla değil de
sureten olduğuna işaret eder. Nitekim Said Nursi Hz. Sözler adlı kitabının 20.
Söz 2. Makamında şöyle der: “(Ayet) işaret ediyor ki: Uzak mesafelerden eşyayı
aynen veya sureten ihzar etmek mümkündür. (...) Taht-ı Belkıs Yemen’de iken,
Şam’da aynıyla veyâhut sûretiyle hâzır olmuştur, görülmüştür.”
--41. Ayette Süleyman (as) “O’nun tahtını, kendisine tanınmaz bir hale
getirin; bakalım (tanımaya) muvaffak olacak mı, yoksa doğruyu
farkedemeyenlerden mi olacak?” diyor.
--Bir peygamber emanet bir şey üzerinde sahibinden izinsiz tasarrufta
bulunamaz. Aksi halde emanete hıyanet etmiş olur. Emanet ise peygamberlik
sıfatıdır. Taht bir savaş neticesi elde edilen bir ganimet değildir ki
mülkiyeti el değiştirerek Süleyman (as) ın olsun! Halbuki Süleyman (as) tahtın
tanınamaz bir hale getirilmesini istiyor. Öyleyse bu değişiklik tahtın
aynısında değil!
--Bu zamanda bilgisayar marifetiyle oturma salonumuzun ortasına herhangi
bir eşya veya hayvan görüntüsü konabiliyor. Muhtemelen Süleyman (as) ın yanında
görülen taht, bu türden bir görüntüydü, yani nakli aynen değil de sureten
olmuştu.
--Kitaptan bir ilim sahibi zatın bu ilminin bilgisayar ilmi olduğu
anlaşılıyor.
--Taht görüntüsü üzerinde
istenildiği şekilde değişiklik yapılabilir. Bu değişiklikler gerçek taht üzerinde olmadığından emanete hıyanet etme de
söz konusu olmaz. Kanaatım da bu yöndedir.
-- Bir de teknoloji moleküler naklin olabileceğini söylüyor. Fakat bu
çok özel şartları gerektiriyor. Öyle olsa tahtın aynıyla nakli olur ki
sahibinden izinsiz üzerinde değişiklik yapılamaz! Halbuki değişiklik yapılmış.
Bir peygamber emanete hıyanet edemiyeceğine göre bu nakil aynıyla değil
suretiyle olmuştur.
--Yüce Allah’ın peygamberleri eliyle
insanoğlunun teknolojide varacakları son noktayı göstermesi O’nun adetlerindendir. Bunlarla teknolojiye
ipuçları verir, ta insanlar düşünerek bu noktalara gelsinler! Bu Ayetler,
bilgisayarın, üç boyutlu görüntülerin olacağına işaret eden ayetlerdir. Her
şeyin doğrusunu Allah bilir.
Yorumlar
Yorum Gönder